Ana içeriğe atla

ERG, bu yıl ortaöğretimde değişimin aciliyetine ve önemine odaklanan Eğitim İzleme Raporu 2009'u paylaştı

Eğitim Reformu Girişimi: “Ortaöğretim reformu, gençlerin beklentileri ve gereksinimleri doğrultusunda acilen gerçekleştirilmeli”



Eğitim Reformu Girişimi (ERG), her yıl hazırladığı Eğitim İzleme Raporları’nın üçüncüsünü tamamladı. Sunuş yazısı Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, önsözü İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Çalışmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Nurhan Yentürk ve sonsözü Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü Eşbaşkanı Prof. Dr. İpek Gürkaynak tarafından kaleme alınan raporda, eğitimde özellikle 2009’da yaşanan belli başlı değişim ve gelişmeler ve bunlara yol açan politikalar değerlendiriliyor.

Eğitim Reformu Girişimi “Eğitim İzleme Raporu 2009”u sonuçlandırdı. Eğitimizde ortaya çıkan değişim ve gelişmeleri, bu değişimlere yol açan politikaları değerlendirerek daha görünür kılmak ve kamuoyunun eğitim politikaları hakkındaki bilgi kaynaklarını genişletmeyi hedefleyen ve bu yıl üçüncüsü hazırlanan rapor, 17 Haziran 2010 Perşembe günü Sabancı Üniversitesi Karaköy İletişim Merkezi’nde kamuoyu ile paylaşıldı.

Gerek reformların izlenmesi gerekse kamuoyu ve karar alıcıların bilgilendirilmesi açısından önemli bir kaynak olması hedeflenen raporun sunumu ERG Koordinatör Yardımcısı Batuhan Aydagül tarafından gerçekleştirildi. Açış konuşmasını ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder’in gerçekleştirdiği toplantıya ERG Yürütme Kurulu Üyeleri Aydın Doğan Vakfı Genel Müdürü Candan Fetvacı da katıldı.

Prof. Dr. Üstün Ergüder: “Gençlerimizin çoğunu ya ortaöğretimi terk etmiş ya da vasıfsız lise diplomalarına sahip bireyler olarak umutsuz bir yetişkinliğe uğurluyoruz, bu Türkiye için çok ciddi bir risk unsurudur”.

Prof. Dr. Üstün Ergüder konuşmasında bu yıl Eğitim İzleme Raporu’nun gençlere ve ortaöğretime odaklandığını belirtti ve bu alanda değişimin aciliyetine ve önemine dikkat çekti. Türkiye’nin genç nüfusunun yurt içinde ve yurt dışında bir avantaj olarak görüldüğünü ifade eden Prof. Ergüder, “ancak Türkiye’nin özellikle 15–19 yaş grubundaki gençlerin yarısı eğitime devam ediyor ve her üç gençten biri ise ne okuyor ne çalışıyor” dedi. Ergüder: “Bildiğiniz gibi ERG Milli Eğitim Bakanlığı’na ‘eleştirel bir dost’ olarak yaklaşıyor ve Eğitim İzleme Raporları’nda bu yaklaşımı sürdürüyor. Dolayısıyla raporlarda hem olumlu gelişmelere hem de daha fazla gelişme gereken alanlara dikkat çekiyoruz. Ancak, bir sivil toplum kuruluşu olarak eğitimimiz hakkında belirlediğimiz acil konuları Milli Eğitim Bakanlığı ve kamuoyun ile paylaşmayı ve bu alanda çözüm önerilerine ve çalışmalarına katkıda bulunmayı önceliklendiriyoruz” dedi.
Eğitim Raporu 2009, geçen yıl eğitimde yaşanan belli başlı gelişmeleri değerlendiriyor.

Sunuş yazısı Eğitim Reformu Girişimi Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, önsözü Prof. Dr. Nurhan Yentürk ve sonsözü Prof. Dr. İpek Gürkaynak tarafından kaleme alınan raporda, eğitimde son yıllarda ve özellikle 2009’da yaşanan belli başlı gelişmeler değerlendiriliyor.

Prof. Dr. Yentürk raporun önsözünde gençlerin farklılaşan beklentilerine değiniyor ve “Gençler sosyal ya da etnik köken, cinsiyet veya bölgesel eşitsizlikler nedeniyle homojen değil farklı. Çeşitli farklılıklara sahip gençlerin toplumsal hayata katılımının güçlendirilmesi için ortaöğretim süresince bu farklılıkları dikkate alan çabalar gerekiyor. Farklılıkların dikkate alınmaması ise okulu erken bırakma nedenlerinden birini oluşturuyor, sosyal dışlanmayı pekiştiriyor” diyor.

Prof. Dr. Gürkaynak ise, raporun sonsözünde, tüm eğitim camiasının yanıtlaması gereken sorular soruyor: “Ortaöğretim kurumlarında, gençlerimize, homofobiden, ksenofobiden, ötekileştirmeden, zorbalıktan, toplumsal cinsiyet ayrımcılığından ve başka her türlü kalıpyargıdan, önyargıdan, keyfi güç kullanımından arınmış ortamlar yaratabiliyor muyuz? (...) Gençlerin birer birey olarak güçlendirilmeleri, eleştirel düşünme becerisi edinmeleri, vb. meseleler, okulun asli görevleri arasında mı ya da eğitim dünyasının bileşenleri tarafından kabul görmüş, benimsenmiş hedefler mi?”

Rapordan bazı bulgular
·    15-19 yaş arasındaki erkeklerin % 26’sı ve kızların % 50’si ne okuyor ne de çalışıyor. Bu ortalamaları sırasıyla % 8 ve % 9 olan OECD ülkeleri arasında açık ara en yüksek rakam.
·    Ortaöğretime erişimde derin bölgesel eşitsizlikler mevcut: Doğu Marmara’da 14-17 yaş arasındaki gençlerin % 78’i bir liseye kayıtlıyken, bu oran Güneydoğu Anadolu’da % 44’e düşüyor.
·    Ailevi özellikler, özellikle genç kızların ortaöğretime erişiminde belirleyici rol oynuyor. Babası okuryazar olmayan genç kızların % 17’si ortaöğretime katılabilirken, yükseköğretim mezunu olanların % 94’ü erişebiliyor.
·    Genç erkeklerin ortaöğretimde okulu terk olasılığı çok yüksek. 2008-2009’da ortaöğretime kayıtlı erkek öğrencilerin % 15’i okulu terk etmiş. Bu oran meslek liselerinde % 23’e kadar yükseliyor.
·    2008-2009’da 360.000’den fazla genç, ortaöğretim okullarını terk etti. Bu, okulların açık olduğu her gün 2000’den fazla gencin okulu terk ettiğini gösteriyor.
·    2008’de öğrenci başına genel ortaöğretimde 2273 TL, mesleki ve teknik ortaöğretimde 2937 TL harcarken, 2010’da sırasıyla 2051 ve 2188 TL harcamayı planlıyoruz. Düşüş, ortaöğretimin gerekli kaynaklar ayrılmadan dört yıla çıkarılmasından ve yaygınlaştırılmaya çalışılmasından kaynaklanıyor.
·    Öğrenci başına harcamada iller arasında eşitsizlikler mevcut: 2009’da genel ortaöğretimde öğrenci başına kamu harcaması, İstanbul’da 1379 TL iken Amasya’da 3508 TL.
·    Okul öncesi eğitime erişimde atılım sürüyor. 2009-2010’da, 2008-2009’a göre 175.000 daha fazla çocuk okul öncesi eğitimden yararlandı. 60-72 ay yaş grubunda artık her beş çocuktan üçü okullu.