Ana içeriğe atla

SABANCI ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ (SBE) LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI 2015 - 2016 GÜZ DÖNEMİ BAŞVURULARI

SABANCI ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ (SBE) LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

2015 - 2016 GÜZ DÖNEMİ BAŞVURULARI

2015 - 2016 Akademik yılı Güz dönemi için aşağıda belirtilen alanlarda yüksek lisans/doktora programlarımıza başvuru alınacaktır.

Akademik konularda bilgi için aşağıdaki irtibat isimlerine, diğer başvuru işlemleri için Öğrenci Kaynakları Birimi'ne başvurunuz.

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Meltem Müftüler Baç, (216) 483 92 47, muftuler@sabanciuniv.edu

Ekonomi (Yüksek Lisans/Doktora) www

Bilgi için: Özgür Kıbrıs, (216) 483 92 67, ozgur@sabanciuniv.edu

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Onur Yazıcıgil, (216) 483 93 34, oyazicigil@sabanciuniv.edu

Kamu Politikaları (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Abdurrahman Aydemir, (216) 483 93 44, aaydemir@sabanciuniv.edu

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Sibel Irzık, (216) 483 93 32, sibeli@sabanciuniv.edu

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans/Doktora) www

Bilgi için: Ersin Kalaycıoğlu, (216) 483 93 45, kalaycie@sabanciuniv.edu

Tarih (Yüksek Lisans/Doktora ) www                                             

Bilgi için: Halil Berktay, (216) 483 92 37, hberktay@sabanciuniv.edu

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Halil Berktay, (216) 483 92 37, hberktay@sabanciuniv.edu 

Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans) www

Bilgi için: Emre Hatipoğlu, (216) 483 92 60, ehatipoglu@sabanciuniv.edu

Başvuran adayların lisans ve/veya yüksek lisans derecelerini en geç 31 Ağustos 2015 tarihine kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.

Başvuru için Gereken Belgeler

Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Programlarına Başvuru Koşulları ve Gerekli Belgeler 

Mali Destek

Başarı düzeyine göre kabul edilen adaylara çeşitli burslar önerilebilir.

SÜ Lisansüstü bursları için tıklayınız.

Lisansüstü Destek ve Diğer Olanaklar için tıklayınız.

Önemli Not: İngilizce Yeterliliği sağlayamadıkları için yabancı dil hazırlık sınıfına kaydolan adaylar, bu sınıfı başarıyla tamamlayıp lisansüstü programa devam etme hakkı kazanmadan lisansüstü öğrencilere yönelik burslardan faydalanamazlar.


Başvuru Tarihi ve Kabul Sınavları

Kültürel Çalışmalar, Tarih ve Türkiye Çalışmaları programları için son başvuru tarihi 17 Nisan 2015’tir. 

Avrupa Çalışmaları, Ekonomi, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Kamu Politikaları, Siyaset Bilimi ile Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü programları için son başvuru tarihi 4 Mayıs 2015’tir.

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı, Siyaset Bilimi ve Tarih Programlarına başvuran tüm adaylar aşağıda belirtilen tarihlerde yazılı sınavda hazır bulunacak, yazılı sınav değerlendirmesi sonucunda uygun görülen adaylar e-posta ile mülakata davet edilecektir. Diğer programlara başvuran adaylar için ise başvuru belgeleri üzerinde yapılacak değerlendirme sonrasında, uygun görülen adaylar e-posta ile mülakata davet edilecektir.

Not: Yurtdışından başvuran adaylara yazılı sınav yapılmayacak, başvuru belgeleri üzerinde yapılacak değerlendirme sonrası uygun görülürse telefon veya kamera görüşmesi ile (Skype, vb.) mülakat yapılacaktır.

Yazılı sınav ve mülakat tarihleri aşağıdaki gibidir:

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 21 Mayıs 2015 (FASS 2056) Saat: 9:00

Ekonomi (Yüksek Lisans ve Doktora)

Mülakat**: 18 Mayıs 2015 (FASS 2056) Saat: 9:00

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans)

Yazılı Sınav*: 18 Mayıs 2015 (FENS L048) Saat: 10:00

Mülakat: 20 Mayıs 2015 (FASS 2056) Saat: 10:00

Kamu Politikaları (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 13 Mayıs 2015 (FASS 2054) Saat: 9:00

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans)

Mülakat**: 6-7 Mayıs 2015 (FASS 2056) Saat: 9:00

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans ve Doktora)

Yüksek Lisans Yazılı Sınav / Doktoraya Geçiş Sınavı*: 11 Mayıs 2015 (FASS 1103) Saat: 10:00
 
Mülakat** : 14 - 15 Mayıs (FASS 2054)  Saat: 10:00

Tarih (Yüksek Lisans ve Doktora)

Yazılı Sınav*: 4 Mayıs 2015  (FASS 1008A/ 2034) Saat: 9:30

Mülakat** : 6-7 Mayıs 2015 (FASS 2054)  Saat: 9:30

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans)

Mülakat** : 5-6 Mayıs 2015  (FASS 2054)  Saat: 9:30
               
Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans)

Mülakat** : 14 Mayıs 2015 (FASS 2056)  Saat: 9:00

 

*Başvuran tüm adaylar yazılı sınavda hazır bulunacaklardır. Birden fazla lisansüstü programa başvuran adayların, bu programların sınavları arasında olası zaman çakışmaları yaşamaları durumunda, önceden, ilgili programların irtibat isimleriyle bağlantıya geçmeleri gerekmektedir.

**Mülakatlar için adaylara e-posta ile davet gönderilecektir.

 

Başvuru

Başvurular internet üzerinden, http://admission.sabanciuniv.edu/ adresinden yapılacaktır. Başvuru belgeleri (resmi sınav sonuç belgeleri, transkript,, vb.) hem online sistemine yüklenecek hem de Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kaynakları Birimi'ne elden teslim edilecek ya da posta ile aşağıdaki adrese gönderilecektir. Başvuru dosyasına tamamlanmış online başvurunun bir çıktısı eklenmelidir. Posta ile gönderilen belgelerin, son başvuru tarihinden önce Üniversitemize ulaşması gerekmektedir. E-posta ile yapılan başvurular değerlendirilememektedir.

Önemli Uyarı! Başvuru belgelerinizin, değerlendirme öncesi veya sonrasında iadesi mümkün olmadığından, başvuru sırasında; ALES/GRE, TOEFL veya eşdeğeri sınav başvuru ya da sonuç belgelerinizin veya gerek gördüğünüz diğer belgelerin orijinallerini muhafaza etmeniz ve başvuruyu bu belgelerin kopyaları ile yapmanız sizin için yararlı olacaktır. Ancak, kabul edilmeniz durumunda, üniversiteye kayıt sırasında orijinallerinin isteneceğini önemle hatırlatırız.

Sabancı Üniversitesi
Öğrenci Kaynakları Birimi
Orhanlı, Tuzla, 34956 İstanbul
Telefon: (216) 483 9093
Faks: (216) 483 9073
E-posta: studentinfo@sabanciuniv.edu

 

EDU, Akbank ile aile şirketlerinin gücünü yeni nesillere taşıyor

Akbank, Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU işbirliğiyle hayata geçirdiği “Akbank Aile Şirketleri Akademisi” ile şirketlerin kurumsallaşmasını ve sürdürülebilir olmasını sağlayacak.

Akbank, aile şirketlerine yönelik Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU işbirliğiyle hazırladığı “Akbank Aile Şirketleri Akademisi” ile firmaların rekabet gücünü artırma ve sağlıklı büyümelerini sağlama, sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma çalışmalarına destek olmayı hedefliyor.

Program kapsamında stratejik yönetimden iş geliştirme ve inovasyona, kurumsallaşmadan, finansa, şirketlerde iyi yönetim uygulamalarından, hukuki konulara ve insan kaynağı yönetimine kadar pek çok konuda aile şirketi temsilcilerinin ihtiyaç duyacağı başlıklar ele alınacak. Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle teori ile pratiği birleştiren bilgilere yer verilecek.

Şirketinin kurumsallaşmasını hedefleyen, akademik eğitim ile günceli yakalamak isteyen, şirket yönetimini yeni jenerasyona devretmeyi planlayan aile şirketleri için tasarlanan program kapsamındaki dersler; her biri konusunda uzman ve iş dünyasında üst düzey yöneticilik yapmış EDU danışmanlarının yanı sıra program ortakları olan Deloitte Türkiye ve Pekin&Bayar Ortak Avukat Bürosu eğitimcileri tarafından verilecek. Sabancı Holding şirketlerine fabrika ziyaretleri düzenlenecek ve eğitim programının sonunda katılımcılara Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU tarafından sertifika verilecek.

Katılımcılar dilerlerse program sonunda firmalarının kurumsallaşmaları için almaları gereken aksiyonları ve aile anayasasının oluşturulmasını içeren danışmanlık hizmetlerini program ortaklarından indirimli olarak alabilecekler.

Program’a ilişkin bilgi veren Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, bazı aile şirketlerinin devam edememesinin nedenlerinin başında, nesilden nesile geçiş planının ve tanımlanmış bir sürecin olmadığına işaret etti ve ekledi:

“Aile şirketlerinde şirket içi kuralların yanı sıra doğal olarak duygular da devreye giriyor. Duyguların yoğun olduğu bu ortamda şirketlerin gelecek nesillere sağlıklı olarak devam etmesi için kurumsallaşması şart.  Oysaki dünyada ve Türkiye’de kurulan bu tip firmaların çoğu geleceğe ilişkin planlama yapmayan, günün şartlarına göre gelişen ve zamanla aile üyelerinin daha fazla katıldığı bir yapıda. Ancak uzun vadede aile içi anlaşmazlıklar, profesyonellerin bu şirketlerde yaşadığı zorluklar gibi birçok sorun nedeni ile büyüme ve finansal başarı sürdürülemiyor. Firma sahipleri şirket içi sorunlarla uğraşırken bir yandan da rekabetle başa çıkmak zorunda kalıyorlar. Yıllarca alın teri ile çalışıp büyük bir özveriyle devem ettirdikleri şirketleri işte bu ortamda yok olma noktasına gelebiliyor. Nitekim araştırmalar da aile şirketlerinin sadece %35’inin ikinci kuşaklara ve %15’inin üçüncü kuşaklara geçebildiğini gösteriyor.

Biz de bu gerçeklerden hareketle, “Akbank Aile Şirketleri Akademisi”ni hayata geçirdik. EDU ile uzun çalışmalar sonucunda titizlikle tasarladığımız programda aile anayasasından, vergi planlamasına; şirket değerlendirmesinden, hedef belirlenmesine kadar farklı boyutlarda aile şirketlerine yol göstereceğiz. Bu programı çok önemsiyoruz çünkü aile şirketlerinin büyümesinin Türkiye ekonomisinin gelişmesi için kritik olduğuna inanıyoruz.”

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen ise program hakkındaki görüşlerini şu şekilde ifade etti:

“Aile şirketlerinin, kurumsallaşma yönünde atacağı adımlarda zorlanması veya yeterince etkin olamaması, şirketlerin devamlılığı ve sürdürülebilir büyümeyi yakalayabilmesi için zorluklar yaratıyor. Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü oluşturan bu şirketlerin, modern işletme araç ve yöntemlerini etkin kullanmalarını sağlamanın ve rekabet güçlerini artırmanın hem şirketlerin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilir karlılık ile büyümelerine hem de ülke ekonomisine sağlayacağı katkı çok fazla olacaktır. Dolayısıyla, değişimin ve sürdürülebilirliğin gerekliliğinden ziyade nasıl sağlanacağının tartışıldığı şu günlerde, EDU olarak “öğrenme ortağımız” Akbank’ın bu konuya odaklanan Aile Şirketleri Akademisi projesinde yer alarak bu önemli girişime katkıda bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Akbank Aile Şirketleri Akademisi tamamen aile şirketlerinin gelişim ihtiyaçlarına özel en uygun içerikler ve en etkin öğrenme yaklaşımları kullanılarak tasarlandı. Bu programa katılan aile şirketleri, değişen dünyaya ayak uydurmak ve sürdürülebilirliği esas alan bir işletme olmak yolunda önemli bir adım atmış olacak.”

Nisan-Haziran 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 3 aylık programa şirket sahibi ya da şirkette çalışan aile üyeleri katılabilecek. 1 Nisan’da başlayacak “Akbank Aile Şirketleri Akademisi”ne www.akbank.com’dan başvurulabilecek.


Sabancı Üniversitesi’nin mezun sanatçıları, Sakıp Sabancı Müzesi’nde buluşuyor!

Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’ndan yolu geçen 20 sanatçının resimden fotoğrafa, belgeselden yerleştirmeye kadar birçok farklı disipline ait çalışmalarını bir araya getiren “Buluşma…Reunion” sergisi, 9 Nisan’da S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’de sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, 26 Temmuz 2015 tarihine kadar gezilebilecek.


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunu 20 sanatçının resimden fotoğrafa, belgeselden yerleştirmeye kadar birçok farklı disipline ait çalışmalarını bir araya getiren “Buluşma…Reunion” sergisiyle sanatseverleri ağırlamaya hazırlanıyor. 

8 Nisan Çarşamba günü, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker ve Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Erdağ Aksel’in katılımıyla SSM’de düzenlenen basın toplantısında sergiyle ilgili detaylar basın mensuplarıyla paylaşıldı. Buluşma…Reunion sergisi, Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’nın ilk dersinin üzerinden geçen 15 sene içinde, programdan yolu geçen ve bugün profesyonel sanatçılar olarak uluslararası bienal, fuar ve sergilerde adını duyuran 20 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. Pek çok farklı alanda faaliyet gösteren, ancak profesyonel sanat dünyasında üreterek var olmak gibi ortak bir kararlılıkları bulunan 20 mezun sanatçı, istikrar ve devamlılık yakalamanın oldukça zor olduğu sanat dünyasında vizyonlarıyla öne çıkıyor ve bu sergide ilk defa bir araya geliyorlar.

1999-2015 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’ndan mezun olan 110 kişinin çalışmaları incelenerek oluşturulan seçki için hazırlanan ve eserlerin derinlemesine irdelendiği kataloğun metinleri Sabancı Üniversitesi öğrencileri ve akademik kadroya dahil isimler tarafından kaleme alınırken, serginin fotoğrafları da Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi Murat Germen tarafından çekildi. 

110 sanatçının eserleri incelenerek seçilen 20 sanatçı ve 40 eser, aynı zamanda SSM’nin uluslararası danışma kurulu üyeleri ve günümüz uluslararası sanat dünyasının yakından tanıdığı isimler olan Royal Academy of Arts Sergiler Yöneticisi (1977-2008) Sir Norman Rosenthal, l'Ecole Nationale Supérieure Des Beaux-Arts (Güzel Sanatlar Akademisi) Yöneticisi (2000-2011) Henry-Claude Cousseau, sanat tarihçi, küratör ve eleştirmen Deepak Ananth, S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Erdağ Aksel ve Selim Birsel’den oluşan seçici kurul tarafından belirlendi.

“Buluşma…Reunion” basın toplantısında konuklara seslenen Dr. Nazan Ölçer, “Her biri sanat alanında kendi yolunu bulmuş olan profesyonel sanatçıların yolu ilk kez “Buluşma... Reunion” sergisiyle Sakıp Sabancı Müzesi’nde kesişiyor. Sergiler, toplumla iletişimin en güçlü araçlarından biridir ve genç sanatçıların üretimlerini ortaya koymada, bireysel dillerini oluşturmada daha cesur adımlar atmalarına olanak verir. Sabancı Üniversitesi’nin bir parçası olan Sakıp Sabancı Müzesi’nin evsahipliği yaptığı bu ilk “Buluşma…Reunion” sergisinin de gençliği ve enerjisiyle ses getireceğine gönülden inanıyorum.” dedi.

Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Berker “Buluşma…Reunion” sergisi için düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, üniversitenin Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’ndan yolu geçenler arasından seçilen 20 sanatçının eserlerinin SSM’de sergilenmesinden büyük mutluluk ve heyecan duyduğunu belirterek “bu heyecan ve mutluluğumun kaynağı, açıldığından bu yana Picasso, Dali, Rembrandt, Rodin, Anish Kapoor, Miró gibi dünya çapındaki sanatçılara evsahipliği yapmış Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin aynı salonlarında genç sanatçılarımızın çalışmalarının, eserlerinin sergilenecek olmasıdır” dedi.

Prof. Dr. Berker sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu genç sanatçılarımızın sanat kariyerlerinde emin adımlarla ilerlemelerinden Sabancı Üniversitesi olarak gurur duyuyoruz. Gençlerimizin adının gelecekte çalışmaları ile tüm dünyada duyulacağından da eminim.”

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Erdağ Aksel ise basın toplantısında “Sabancı Üniversitesi, Sayın Güler Sabancı’nın yıllar önce bir grup akademisyeni davet edip, ‘gönlünüzdeki üniversiteyi hayal edin’  demesiyle başlayan uzun bir sürecin sonucunda yapılan çalışmalarla kuruldu. Bugün, bu yenilikçi programın meyvelerini mutlulukla görmekteyiz” diye konuştu.

9 Nisan – 26 Temmuz 2015 tarihleri arasında gezilebilecek “Buluşma…Reunion” sergisi kapsamında Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı mezunu Aslı Narin, Baptiste Croze, Berke Soyuer, Beyza Boyacıoğlu, Burcu Yağcıoğlu, Cemre Yeşil, Deniz Gül, Deniz Üster, Ege Kanar, Egemen Demirci, Elif Süsler, Erdem Taşdelen, Hasan Salih Ay, Hayal Pozantı, İz Öztat, Julia Kul, Onur Ceritoğlu, Tan Mavitan ve bu sene 56. Venedik Bienali’ne davet edilen Meriç Algün Ringborg’un eserleri sanatseverlerle buluşacak. Bu isimlerin yanı sıra, 2003’den vefat ettiği 2013 yılına kadar Sabancı Üniversitesi çatısı altındaki metal atölyesinde çalışmalarını sürdüren ve Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı öğrencilerine destek veren heykeltıraş Bayram Candan da iki eseriyle sergide yer alacak. 

“Buluşma…Reunion” sergisi paralelinde sanatçıların ve sergi kataloğuna yazılarıyla katkıda bulunan ve Sabancı Üniversitesi’nin sanat kuramı alanında üretim gösteren öğretim üyeleri ve mezunlarının katılımıyla çeşitli paneller düzenlenecek. Panel dizisinde ilk konuşma, 11 Nisan Cumartesi günü gerçekleştirilecek.

Sergi kapsamında SSM'de gerçekleştirilecek Çocuk Eğitim Programlarında çocuklar çağdaş sanata dair sorulara yanıt arayacak, sanatçıların zihinlerinde uyanan soru işaretlerini ve düşünce balonlarını görünür kılacakları, yaratıcı bir üretim sürecinin parçası olacaklar. Çocuklar, sergi süresince büyüyen bir enstalasyona ve genişleyen bir düşünce haritasına kendi çalışmalarını ekleyecekler. 

“Buluşma…Reunion” projesi dahilinde Sabancı Üniversitesi bünyesinde oluşturulan ve Enka Vakfı, Garanti Bankası, Kibar Holding, Milliyet Gazetesi, Mitsubishi, Polimeks Holding, Sabancı Holding, Samsung ve Umur Matbaa’nın bağışlarının yanında bir çok şahsi bağışla şekillenen burs fonu ise, Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı Programı’na dahil öğrencilerin yetiştirilmesinde kullanılan fona katkıda bulunacak. 

“Buluşma…Reunion” sergisine giriş ise, sergi boyunca tüm öğrencilere ücretsiz olacak. 

Öğrencimiz Bengüsu Özcan'ın kitabı Maskeli Kedi Çıktı!

Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencimiz, Such As Blog yazarlarından Bengüsu Özcan'ın ilk kitabı Maskeli Kedi 9 Nisan'da Pena Yayınları tarafından yayımlandı!

Bengüsu Özcan

Maskeli Kedi, genç ve başarılı ancak biraz sıra dışı bir aktrist olan Eylül'ün başından geçen heyecanlı macerayı anlatıyor. 'Maskeli Kedi' ismi altında Twitter paylaşımları yapan Eylül'ün hikayesi Bengüsu'yu yazarken çok eğlendirmiş, okuyanları da eğlendirmesi dileğiyle.

Maskeli Kedi tüm kitapçılarda ve internet üzerinden idefix ve kitap yurdunda satışta!

Eylül, hayata tek başına meydan okuyan genç, güzel, bir o kadar da yetenekli bir oyuncu. Farkında olmadan onunla tanışmış olabilirsiniz, bir arkadaş yemeğinde onunla oturup çene çalmış olmanız mümkün, hatta hayal meyal hatırladığınız uzak bir akrabanız dahi olabilir. Çünkü onun sahnesi başka insanların hayatları, büründüğü karakterlerse gerçeğinden asla ayırt edemeyeceğiniz maskeler. Onun izini sürmeye çalışırsanız açıkçası biraz zorlanırsınız çünkü öyle tedbirli ki insanların sırları açığa çıkmasın diye kendi hayatını bir kalede yalnızlığa mahkum etti. Ta ki tesadüfen yoldan geçen birileri onun ıssız kalesini bulup maskelerin ardındaki Eylül’ü sıcak gün ışığına çıkarana dek...


Yann-Arthus Bertrand İklim Değişikliği Fotoğraf Sergisi

Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (MURCIR) ve Dr. Ethemcan Turhan, İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), tarafından 17 Nisan 2015 tarihinde gerçekleştirilen “Özel Koşulların Ötesinde: Türkiye ve Küresel İklim Değişikliği Politikaları” başlıklı Genç Akademisyenler Çalıştayı’nın bir parçası olarak 22 Nisan 2015, Çarşamba günü, çalışmalarında özellikle çevresel olaylara odaklanmış ünlü belgesel yapımcısı ve fotoğrafçı Yann-Arthus Bertrand’a ait fotoğraflardan bir sergi düzenlenecektir.

Yer: SSBF Sergi Salonu

Program:

11.00 - 11.15: IPM, Dr. Ethemcan Turhan
İklim değişikliğinin hayati işaretleri. COP21’den ne beklemeliyiz.

11.15 - 11.30: AFD, Bertrand Willocquet, AFD Ülke Direktörü
AFD-GoodPlanet tarafından COP21 çerçevesinde hazırlanan sergi hakkında
bilgilendirme

Yann-Arthus Bertrand özellikle çevresel olaylara odaklanmış ünlü belgesel yapımcısı ve fotoğrafçıdır.

Bertrand, GoodPlanet Vakfı’nı kurarak halkın çevresel konularda bilinçlenmesini arttırmak amacıyla karbon dengelemesi programları ve sivil toplum örgütleriyle ormansızlaşmaya karşı savaş vermektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Günü Çevre Programı Elçisi olarak tayin edilmiştir. (22 Nisan 2009). 2006 yılında, Yann Vu Du Ciel adında 1.5 saatlik her biri belli çevresel problemleri çözmeye çalışan bölümlerle televizyon belgesellerine başlamıştır.

Yann Arthus-Bertrand, HOME isimli, dünyanın şuanki durumunu gösteren uzun metraj bir film çekmiştir. (https://www.youtube.com/watch?v=jqxENMKaeCU). 2011’de Yann Birleşmiş Milletler için iki film yönetmiş: Forest (Orman), 2011 Uluslararası Orman Yılı resmi filmi ve Desertification (Çölleşme). Her ikisi de BM Genel Toplantısı’nda gösterilmiştir.

1992 yılındaki Birinci Rio Konferansı’nda Yann-Arthus Bertrand 2000 yılı dünyanın durumu hakkında büyük bir hazırlık yapmış: The Earth From the Air (Gökyüzünden Yerküre). 2012 Mart ayında gerçekleşen World Water Forum’da, Yann-Arthus Bertrand, Thierry Piantanida ve Baptiste Rouget-Luchaire suyun tarihini anlatan ve bize günümüzün en büyük zorluğu suyun mantıklı
yönetimini hatırlatan bir film çekti. Bu belgesel 20 Mart 2012 tarihinde Fransız Ulusal Televizyonu’nda yayımlanmıştır.

Rio + 20 için ise Michael Pitiot ile “Planet Ocean” filmini yönetti. Bu film, ekosistemde okyanusların öneminin anlaşılmasını arttırmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda, GoodPlanet Vakfı, marina ekosisteminin önemi konusundaki farkındalığı arttırmak için “Ocean Programme” girişimini başlatmıştır. Bu programın merkezinde yer alan Editions de la Martinière tarafından
yayınlanan ”L’homme et la Mer” isimli kitap 18 Ekim 2012 tarihinden itibaren kitabevlerinde yer almaya başladı.

2012 yılında, Yann “Human (İnsan)” isimli gelecek filmini çekmeye başladı. “Home”, “7 Billion Others” ve “Human” projesinin kesişim noktasında 45 ülkeden her türlü koşuldan insanlarla görüşmeler yaparak havadan çekilmiş fotoğraflarla projesini desteklemiştir. Haziran 2012’den itibaren film çekimleri çok farklı yerlerde gerçekleşmiş ve özellikle 2014 Ocak ayından itibaren Tayland, Antartika, Dubai, Brezilya, Pakistan, Küba ve Japonya’da gerçekleşmiştir.

Paris İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na bir adım atıldı

Paris Konferansı öncesinde İstanbul’da çoğunluğu genç araştırmacıların katılımıyla “İklim Değişikliği ve Kalkınma Politikaları Nasıl Uyumlu Olarak Sürdürülebilir?” konferansı ve “Özel Koşulların Ötesinde: Türkiye ve Küresel İklim Değişikliği Politikaları” Genç Araştırmacılar Çalıştayı yapıldı.


İklim değişikliğinin toplumlar, ekonomiler ve ekosistemler için büyük bir tehdit oluşturduğu gerçeğinden yola çıkarak, L’Agence Française de Développement (AFD), Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (MURCIR) ve İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi iki günlük bir etkinlik düzenledi. 

İstanbul Politikalar Merkezi Mercator-IPC araştırmacısı Dr. Ethemcan Turhan ve Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum’un koordinasyonunu düzenlediği etkinlik açış konuşmalarıyla başladı.

İklim değişikliği ve kalkınma politikaları ekseninde farklı konuları ele almak ve 2015 Aralık ayında Paris’te gerçekleşecek İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP21) hazırlık amacıyla konferans ve bilimsel çalıştaydan oluşan etkinlik kapsamında gerçekleştirilen konferansın açış konuşmaları, Sabancı Üniversitesi-İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman,  Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Doç. Dr. Semra Cerit Mazlum ve Fransa Büyükelçisi Laurent Bili tarafından yapıldı. 

Fuat Keyman “Küresel dünya iki önemli konuyla karşı karşıya: İklim değişikliği ve kalkınma. Yıl sonunda Paris’te yapılacak iklim konferansı uluslararası önem taşıyor. Üç önemli konu ele alınacak: Kalkınma, güvenlik ve ekonomi. Paris konferansının olumlu olması için öncesinde ve sonrasında ciddi çalışmalar gerekiyor. Sürekli olarak yeni politikalar üretilmesi ve bunun için de farklı aktörlerin çalışmaya ortak olması gerekiyor. İPM olarak iklim değişikliği bizim için çok önemli bir çalışma alanı. ” dedi.

Semra Cerit Mazlum  “Yeni bir dönem, yeni bir anlaşma ve beklenti içerisindeyiz. İnsan türünün biçimlendirdiği yeni bir dönem içerisinde yeni politikalar mümkün mü ve nasıl bir siyaset öngörüyoruz? Hem akademik çalışma hem de kamusal alanda Türkiye iklim değişikliği konusunda geç hareket eden ülkeler arasında yer alıyor. Bu konferansı düzenlememizin amacı çalışma ağları kurmak ve tartışma platformları yaratmaktır. ” dedi.

Laurent Bili Türkçe olarak yaptığı konuşmasında “Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) son raporunda ifade edilen şu tespitler kesinlik arz ediyor: ‘İklim sistemindeki ısınma hiçbir tartışmaya meydan bırakmayacak nitelikte. Tespit yeterince açık: Kolektif bir bilinç uyanmadıkça ve genel bir seferberlik ortaya konmadıkça, yapılan şey, sonraki nesillerin geleceğini ipotek altına almaktan öteye gitmez. 2015 yılı iklim konusunda birçok toplantının gerçekleştirileceği bir yıl olacak ve tüm bunlar, yılsonunda Paris’te düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı (COP21) ile doruk noktasına ulaşacak. Bu çerçevede, Fransa aynı anda iki zorlukla baş edecek: Ev sahibi ülke olarak, iki hafta süresince binlerce delege ve gözlemciyi ağırlayacak ve COP’un başkanlığını yürüten ülke olarak oybirliği ile varılacak bir mutabakatın oluşmasını sağlamak için kolaylaştırıcı görevini üstlenecek. ” dedi.

Etkinliğin ilk günündeki konferansta Fransa ve Türkiye’den kamu kuruluşları, özel sektör, finans sektörü, üniversite ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdi. Fransız Hükümeti Çevre Danışmanı Sayın Philippe Zeller, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Dairesi’nden Tuba Seyyah, IPCC 5. Araştırma Grubu 2. Çalışma Grubu Baş Yazarı Barış Karapınar, İklim Ağı adına katılan Mustafa Özgür Berke, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Metin Akman, TSKB Sürdürülebilir Yönetim Sistemleri Temsilcisi Hülya Kurt ve AFD Türkiye Direktörü Bertrand Willocquet toplantıda bazı konuların altını çizdiler. Yılsonunda Paris’te gerçekleşecek (COP 21) iklim zirvesine giden yolda düşük karbon ekonomisi, sivil toplum ve diğer paydaşların karar alma süreçlerine katılımı toplantının öne çıkan konuları oldu.

Konferansın ardından, ünlü fotoğrafçı Yann Arthus- Bertrand’ın “İklim Değişikliği İçin 60 Çözüm” sergisi ve kokteyl gerçekleştirildi. 

Etkinliğin ikinci gününde ise “Özel Koşulların Ötesinde: Türkiye ve Küresel İklim Değişikliği Politikaları” başlıklı Genç Araştırmacılar Çalıştayı yapıldı. Çalıştayın açış konuşmacıları, Birleşmiş Milletler Gıda Hakkı Özel Raportörü ve ABD Kaliforniya Üniversitesi’nde Küresel Çalışmalar Araştırma Profesörü olan Prof. Hilal Elver ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 5. Değerlendirme Raporu III. Çalışma Grubu Başyazarı ve Uluslararası Çevre ve Kalkınma Merkezi (CIRED) Direktörü Prof. Franck LeCocq oldu.

Çalıştayda akademisyenler ile kamu kurumları, sivil toplum ve düşünce kuruluşlarından gelen araştırmacılar iklim değişikliğinin çeşitli boyutları üzerindeki çalışmalarını sunarak bilgi alışverişinde bulundu. 

Mor Güvercin İzmir Aliağa Cezaevi’ndeydi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ortaklığı ve KAMER Vakfı iştirakiyle; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü işbirliği ve olurlarıyla, Avrupa Birliği Merkezi Finans ve İhale Birimi finansal desteği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı teknik desteğiyle yürütülen “Mor Güvercin” projesi kapsamında İzmir Aliağa Kadın Ceza İnfaz Kurumu’ndaki kadın tutuklu ve hükümlülere eğitim düzenlendi; yereldeki örgütler ile kadınlar ve ceza infaz kurum personeli buluştu. 


Eğitim programının ilk gününde kadın mahpuslara ve ceza infaz kurum personeline proje tanıtım semineri düzenlendi ve cezaevinde STK çalışmalarının önemi anlatıldı. İzmir’den bağımsız kadın örgütü İzmir Kadın Dayanışma Derneği, İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ve Sığınmaevi, İzmir ilinde hizmet veren Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, TCYOV ve KAMER’den temsilcilerin katıldığı ilk gün seminerinde yerelde ne tür destek mekanizmalarınin olduğu kadınlara aktarıldı. İkinci ve üçüncü gün kadın mahpuslar 12-25 yaş ve 25 yaş üstü olmak üzere iki gruba ayrılarak kendilerine eğitimler verildi. İkinci gün KAMER ve Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu tarafından verilen eğitimlerde “şiddet, ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet” konuları tartışıldı. Üçüncü gün aynı mahpus kadın grubu ile Avukat Selmin Cansu Demir tarafından “kadın hakları” atölye çalışması gerçekleştirildi. Dördüncü gün ise Doç. Dr. Aslı Akdaş Mitrani tarafından İKM ve Personele yönelik “Sivil Toplum-Ceza İnfaz Kurumu İlişkisinde İnfaz Personeli ve Psiko-sosyal Servisin Rolü” eğitimi gerçekleşti.

İzmir’den önce, Ankara Sincan Kadın Ceza İnfaz Kurumu, Denizli Bozkurt Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu ve Adana Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda dörder gün süren çalışmalar yürütüldü. Toplamda dört ildeki (Denizli, Ankara, Adana, İzmir) kadın ceza infaz kurumlarında yürütülen ve faaliyetleri tamamlanan proje kapsamında 400 mahpus kadına "Tahliye Sonrası Yaşam ve Başvuru-Destek Mekanizmaları" başlıklı seminer verildi, 60 infaz koruma memuru ile atölye çalışmaları yürütüldü. Tüm çalışmalar TCYOV, Sabancı Üniversitesi, KAMER, Barolar, yereldeki kadın sivil toplum örgütleri ve ŞÖNİM uzmanları tarafından gerçekleştirildi.

İzmir Aliağa Kadın Cezaevi’ndeki eğitimin tamamlanmasının ardından, Haziran ayında gerçekleştirilecek, proje kapsamında işbirliği yapılan kurum ve kuruluşların birer temsilcilerinin ve basının da davet edileceği bir kapanış toplantısı ile Mor Güvercin Projesi sonlandırılacaktır.

Proje hakkında:

Mor Güvercin Projesi; mahpusluğu deneyimlemiş ve dezavantajlı konumda sosyal hayata yeniden katılmaya çalışan kadınlar için, yukarıda sözü edilen hedefler dahilinde toplamda 24 ilde işler hale gelmesi planlanan kadın sığınma evlerinin alternatif bir seçenek olması fikrinden yola çıkılarak başlamıştır. 

Proje, ceza infaz kurumlarında kalan mahpus kadınların görünürlüğünü arttırarak tahliye sonrası yaşamda kendilerine artı değer sağlayacak alternatifler sunmayı, bunu yaparken yereldeki sivil toplum örgütleri ve kadın sığınma evleri ile ceza infaz kurumları arasında ilişki geliştirmeyi hedeflemektedir. Mahpus kadın grubunun kadına yönelik şiddet konusundaki mağduriyetini ortaya koyarken ceza infaz kurumlarındaki mahpus kadınlara kadın hakları bakış açısı kazandırmak ve kadın sığınma evleri hakkında bilgilenmelerini sağlamak projenin genel hedefleri arasındadır. 

Proje sonunda; 

- 4 ildeki kadın ceza infaz kurumlarındaki 12-25 ve 25 yaş üstü  toplamda 120 mahpus kadın ve kız çocuğu; kadın hakları, toplumsal cinsiyet, Kadına Yönelik Şiddet konularında bilgi ve birikim sahibi olacak; 

- 4 ilde toplamda 400 mahpus kadın tahliye sonrası ilgili kadın örgütleri ve sığınma evleri ile bağlantı kurma açısından gerekli alt yapıya kavuşmuş olacak ve hak farkındalığına erişecek,

- Kadın ceza infaz kurumlarında görevli toplamda 40 infaz koruma memuru ve 12 psiko-sosyal servis uzmanının (toplamda 52  personel) kadın hakları ve sivil toplum konularında bilgilenmesi ve sivil toplumla daha yakından ilişki halinde olması sağlanmış olacak,

- Her cezaevinden 1 olmak üzere toplamda 4 infaz koruma memuru cezaevleri ile kadın sığınma evleri ve stk’lar ile ilişkileri sağlama rolü kazanacak ve stk temsilcisi rolü üstlenecek,

- Türkiye’nin 24 ilinde mevcut olan kadın sığınma evlerinden tahliye olmuş kadınların faydalanmalarına katkı sağlanmış olacak, 

- Kadın sığınma evleri ile ceza infaz kurumları arasında yereldeki kadın sivil toplum örgütlerinin köprü görevini üstlenmesi sağlanmış olacaktır.

Proje 1992 yılından bu yana çocuk ve genç suçluluğu alanında faaliyet gösteren Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı tarafından, toplumsal cinsiyet ve kadın hakları alanında çalışmalar yapan Sabancı Üniversitesi Mor Sertifika birimi ortaklığı ve KAMER Vakfı iştirakıyla; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü işbirliği ve olurlarıyla, Avrupa Birliği Merkezi Finans ve İhale Birimi finansal desteği ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı danışmanlığı altında yürütülmektedir. Proje Şubat 2014’de başlamış olup; Türkiye’de 4 kadın ceza infaz kurumunda (Ankara, Adana, İzmir, Denizli) 18 ay boyunca devam edecektir.  

Diller Okulu'nun yeni gazetesi: SLpress

Röportaj: Merve Şahin / Sabancı Üniversitesi Öğrencisi

Üniversitemizin Diller Okulu’nun geçtiğimiz sene kendi bünyesinde çıkarttığı öğrencilerin ürettikleriyle dolu yepyeni bir gazetesi var; SLpress. Blog platformunda yayınlanan bu gazetede öğrencilerin kampüste katıldıkları etkinliklere, beraber yaptıkları İstanbul gezilerine, beğendikleri sosyal medya hesaplarına, Diller Okulu’nun öğretim görevlileri ile yaptıkları röportajlara, kitap, film, müzik, applicationlar hakkında çeşitli konulara değinmişler. En çok göze çarpan kategori ise Suytung; gözlem ve mizahın karışımıyla okuyanın yüzünde gülümseme yaratan bu başlık, hem üniversitemizde hazırlık okumuş herkesi, hem de Diller Okulu hocalarını güldürmüşe benziyor.


Benim de geçtiğimiz sene aralarında olduğum ve bir dönem süpervizörlüğünü yaptığım bu gazetede birbirinden güzel dostluklar edindim. Ayrıca öğrencilerine zaman ayırarak onları bir adım yukarı taşımaya çalışan öğretmenlerle çalışma fırsatım oldu. Bu projede beraber  çalışma fırsatı yakaladığım arkadaşlarımdan biri geçtiğimiz sene gazetede beraber yazdığım ve enerjisi hiç eksik olmayan Erdem Böcügöz, bu sene aramıza katılıp bizi kahkahalarıyla neşelendiren İrem Efe ve öğrencilerinin fikirlerine destek olarak onlara kendilerini geliştirebilecekleri yollar açan Diller Okulu’nun en değerli hocalarından Meral Güçeri. 

Meral Hocam, sadece Diller Okulu’na özel bir gazete çıkarma fikrinin ortaya çıkış öyküsünü sizden dinleyebilir miyiz?

Meral Güçeri: Deniz Çiçekoğlu Daryavuz, Suzan Altıparmak, Şila Yosulçay ve Meltem Bizim’ le birlikte bizim ofiste otururken öğrencilerimizin ön plana çıktığı, onların kendi istedikleri bilgileri arkadaşlarına taşıyabilecekleri nasıl bir proje üretirsek tamamen öğrencilerimizin eseri olur ve bir taraftan da onların İngilizce’lerinin gelişmesine nasıl destek oluruz diye düşündük. Sınıf içinde yapılan çalışmaları günlük yaşamda birbirleriyle iletişimlerinde kullanabilecekleri bir hale getirelim ama öte yandan da onların ilgilerini çekecek başlıklar altında olsun diye bir çerçeve çizdik kendimize. 

Bu gazetenin yepyeni bir gazete olduğunu biliyoruz, ilk olarak yola nasıl çıktınız ve sonrasında süreç nasıl işledi?

Meral Güçeri: İlk etapta, gazetemizde hangi başlıkların öğrenciler tarafından ilgi ile okunacağına karar vermek gerekiyordu, bunun için onlarla elele verip bir anket hazırlayarak işe başladık. Çeşitli başlıkların yer aldığı Survey Monkey’i Diller Okulu öğrencilerimize ilettik.  Daha sonra sınıflarda projeye kimlerin ilgi duyduğunu araştırmaya başladık, katılmak isteyen öğrencilerimizle toplantılar yaptık. İlk toplantılarımızda öğrencilerimiz hangi konuda yazmak istediklerine, hangi biçimde üretmek istediklerine karar verdiler. Bizler de ilgi duyduğumuz alanlarda yazan öğrencilere destek vermek adına aramızda iş bölümü yaptık. Böylece projede yer alan herkesin ilgi duyduğu alanda çalışmasını sağladık. Hazırlanan ürünler bize geldi,yazarlarımızla beraber  tekrar tekrar okuduk ve düzeltilmesi gereken kısımlara beraber karar verdik. İçerik belirlendikten sonra sayfa düzeni vs. konusunda özellikle Merve’ciğim sen, Burak ve Erdem çok çalıştınız, ellerinize sağlık.  Online gazetemizin ilki Mayıs 2014'te okuyucu ile buluştu. İkincisi de takıma yeni katılan gençlerin ve Burça Çapkan arkadaşımın da katkısı ile Aralık 2014'te tamamlandı, şu günlerde yayında https://slnewspaper.wordpress.com/ sitesinden izlenebilir.

Tüm proje emekçileri olarak son derece mutluyuz, gururluyuz ayrıca da çok sevinçliyiz. Bu güzel duyguları sizlerin de gözlerinizden okuyabiliyorum. Bizim için bu projenin en özel yanı ise, farklı İngilizce düzeyindeki sınıflardan gelen, birbirlerini daha önce tanımayan gençlerin uyum içinde takım çalışması yapabilmesi ve kurdukları güzel arkadaşlıklar oldu. Bu nedenle sizin yaşınızdaki gençlerin böyle güzel bir projeyi başlatıp, bitirip sonra da derli toplu sunması başlı başına bir büyük başarıydı bence.

Erdem Böcügöz: Ben de Burak’la beraber ilk Suzan hocadan duymuştum bu projeyi.  Öğrenci odaklı olması, kararların bize verilmesi ve ekibimin enerjisiyle, projeye daha çok bağlandım. Takım halinde çalışmalar yaparken çok eğlendik. Aynı zamanda, proje bir taslak halindeyken katıldım ve şimdi gördüğüm sonuç, emeğimizin karşılığı beni çok mutlu ediyor.

İrem sen projeye yeni katılanlardansın, sen ne düşünüyorsun?

İrem Efe: Benim  içimde hep bir blog tutmak vardı, gezdiğim yerleri yazayım ya da fikirlerimi paylaşayım dediğim bir blogum olsun isterdim. Suzan hocanın maili de bu düşüncelerimin tuzu biberi olmuş oldu. Baktığımda SLpress’in websitesine, en çok “welcome to SLpress” yazısının altında ekibimiz diye takım ruhunu gösteren resminizin olması hoşuma gitti. Suytung’u  okuyunca hem çok güldüm, hem de böyle bir takım çalışmasının içinde yer almak istediğime karar verdim. İlk toplantı da da sizlerin sıcak yüzlerini görünce üstümdeki çekingenliği attım ve kalmaya karar verdim. Böyle bir oluşumda yer almak, özellikle içinde blog yazma isteği olanlar için bence harika bir başlangıç.

Gazetede yazdığınız kategorilerin bir çıkış öyküsü var mı?

Meral Güçeri: Merve’ciğim istersen bu kısmı sen anlat, çünkü burada senin ve Burak’ın çok büyük katkılarınız oldu. 

Merve Şahin: Suytung’un çıkış öyküsü şöyle oldu; öğretmenlerin akademik hayatlarının dışında öğrencileri tarafından espritüelliğe dayandırılmış ve giderek efsaneleşen özellikleri vardır. Bir gün çimlerde oturmuş sohbet ederken değerli öğretmenimiz Cameron Dean’ın RayBan gözlüklerinden bahsediyorduk. Sonra bunun gibi şeyleri de gazetede paylaşabilir miyiz diye düşündük ve toplantıda bu fikri öne attık. Olumlu bir tepki alınca Suytung doğmuş oldu. Biraz da SL’in öğrencilerinin yanı sıra  öğretmenlere ve Diller Okulu’nda okumuş herkese hitap edebilsin istedik. Beni mutlu eden kısmı şu oldu; toplantılarımızda Suytung’un esprileriyle çok güldük eğlendik ve bu sene projemize yeni katılan öğrenciler de Suytung’un çok dikkat çektiğini söyleyince çok mutlu olduk.

İrem Efe: Ne hakkında yazsak diye tartışırken, Diller Okulu öğrencileri neler bulmak isterler, daha doğrusu ben hazırlık öğrencisi olarak ne okumak isterim diye düşündüm ve İstanbul’a yeni geldiğim için de nerelere gidildiği ve nasıl gidildiği hakkında pek fikrim yoktu. Merve’yle bir gün otururken bunlardan bahsettim ve böyle bir başlık ortaya çıktı. SL İstanbul’un gelmesiyle beraber bende kendime bir yol açmış oldum. Şehir dışından okulumuza gelen öğrencilere yol açtığımızı düşünüyorum, aynı zamanda biz de ders yoğunluğumuzun arasında küçük kaçamaklar yapmış oluyoruz.

Erdem Böcügöz: Campus News da bu sene eklediğimiz bölümlerden biri. Toplantılarda geçen sohbetler esnasında kampüste katıldığımız aktivitelerden bahsediyorduk ve daha önce duyurusunu görmediğimiz çok güzel etkinlikler olduğunu keşfettik. Uygun zaman buldukça bu etkinliklere beraber katılarak bunlara gazetemizde yer vermeye karar verdik ve Campus News doğmuş oldu. Aynı zamanda Sports bölümünde, hobileri olan arkadaşlarımız yaptıkları amatör ve profesyonel sporlardan bahsettiler. Curious Questions bölümüyle öğretmenlerimizi akademik hayatlarının yanı sıra yakından tanımak istedik. Böylece zengin bir haber portalı oluşturmuş olduk.

Bu ekibin unutamadığı bir anısı var mı?

Erdem Böcügöz: Olmaz mı? ( gülüyorlar...) Haberleri bizim yazmamız gerektiği söylendiği halde bir yerlerden haber almayı daha kolay bulduk, altına linki koyduğumuz sürece haberleri bir yerden almanın bir sakınca yaratacağını düşünememiştik... Kaynak belirterek link koyan herkes haber alıyor birbirinden, dolayısıyla bize de bu makul gibi geldi. Moderatör hocalarımızın durumu farketmesiyle bir 12:40 dersinden sonra Meral Hoca’nın ofisinde üç laptopla ve başımızda Suzan hoca, Meral hoca ve Şila Hoca ile tek tek citation ekledik...(Gülüyorlar...) O gün bugündür ekipçe 'academic honesty'e saygımız arttı. Merve aramıza katılan herkese ‘hoşgeldin’den önce citation diyor :)

Merve Şahin:  Söyleşiye katıldığınız için çok teşekkür ederim, enerjisi yüksek Diller Okulu'nun gazete sayfası Slpress’e bu linkten ulaşabilirsiniz: https://slnewspaper.wordpress.com/

Vestel, Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle Perakende Akademisi kurdu

Vestel, Türkiye'de perakende sektörünün “1 numarası” olma vizyonu doğrultusunda Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’yle işbirliğine giderek Vestel Perakende Akademisi’ni kurdu.


Vestel Perakende Akademisi’nin Vestel çalışanlarıyla birlikte zincir ve bayi kanalında görev alan sahadaki tüm ekiplerle (asist, merch, süpervizör, promotör vb) ortak bir perakende kültürü oluşturması hedefleniyor. Vestel Perakende Akademisi’nde 1,5 yıl içinde toplam 1000’e yakın Vestel çalışanı ve saha satış ekibi eğitim alacak. Akademi programında yönetim becerileri ve liderlik, iş ve insan yönetimi, mağazacılık trendleri ve değişim yönetimi, proaktif satış, rekabetçi mağazacılık operasyonları, gelecek senaryoları ile stratejik yönetim gibi ana başlıklar altında 40 farklı ders yer alıyor. Vestel Perakende Akademisi ile perakende sektöründe “1 numara” olmak için çok ciddi bir adım attıklarını vurgulayan Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan şunları ifade etti: “Vestel üretimden pazarlamaya, satıştan müşteri hizmetlerine her aşamada müşteri odaklı olmayı ilke edinen bir marka. Nasıl ürünlerimizi müşteri ihtiyaçlarına göre şekillendiriyorsak perakendecilik yaklaşımımızda da bunu esas alıyoruz. Sosyolojik ve ekonomik değişimler müşteri talep ve ihtiyaçlarını da etkiliyor. Eğer perakende sektöründeyseniz tüm bu dinamikleri dikkate alarak kendinizi sürekli yenilemeniz gerekir. Biz de perakendecilikte ‘1 numara’ olma hedefimize yakışır bir yatırım yaptık ve Vestel Perakende Akademisi’ni kurduk. Bu süreçte gerek uzmanlığı gerek deneyimli kadrosuyla iş ortağımız olan Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’ne değerli katkılarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.” 

Genel Müdür’den teknomarket çalışanına herkes okullu olacak.

Amaçlarının tüm Vestel’de ortak bir perakende kültürü oluşturmak olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: “Vestel olarak çoklu satış kanalı stratejisiyle hareket ediyoruz. Vestel bayilerinin yanı sıra interneti ve zincir mağazaları da satış kanalı olarak kullanıyoruz. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi tarafından Vestel’e özel tasarlanan perakende akademisi programı tüm farklı kanallarımızı kapsayacak ve hepsine faydalı olacak dersler içeriyor. Perakendede ‘1 numara’ olmak adına Genel Müdürümüzden bayimize, teknomarket çalışanına kadar herkes bu eğitimleri alacak.” Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Cüneyt Evirgen, Vestel’e öze tasarladıkları perakende akademisinin, ortak bir perakende kültürü geliştirmek kadar verimliliğe ve müşteri memnuniyetine de katkı sağlayacağını belirterek şunları söyledi: “Sabancı Üniversitesi olarak gücümüzü Türkiye’nin elektronik alanındaki lider markası Vestel’le birleştirmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Vestel, yeni akademi programı sayesinde teknoloji kadar perakendecilikte de yerli gururumuz olacak. Akademi kapsamında düzenleyeceğimiz eğitici eğitimleri sayesinde bir süre sonra Vestel çalışanları da eğitmen statüsüne yükselecek.”

Ürünler Sessiz Sessiz Konuşacak

 Vestel Perakende Akademisi programındaki “sessiz satış” adı verilen derste doğru mağaza tasarımı ve ürün yerleştirme, ürünün kendi kendini anlatabileceği bilgilendirme materyalleriyle nasıl etkin satış yapılabileceği de öğrenilecek. Akademideki teorik eğitimler oyunlar, videolar ve interaktif çalışmalarla desteklenecek. Vestel, Perakende Akademisi’ne ek olarak bir e-öğrenim portalı da oluşturacak. Vestel Perakende Akademisi’ne katılan Vestel çalışanları ve saha satış ekipleri eğitimlerini sertifika alarak tamamlayacak.

Tedx Sabancı Üniversitesi Blink of an Eye

Tedx Sabancı Üniversitesi Blink of an Eye etkinliği çok yakında gerçekleşecek!

Tedx Sabancı Üniversitesi Blink of an Eye etkinliği 16 Nisan’da akşam saat 17.00’da Sinema Salonunda  gerçekleşecek!

Tedx Sabancı Üniversitesi ekibi tüm yıl boyunca çay yapmaktan mimariye geniş bir yelpazede konuşacak olan konuşmacıları etkinliğe hazılamak için çalıştı. Etkinlik 16 Nisan’da akşam saat 17.00’da Sinema Salonunda gerçekleşecek.

Etkinliğe katılmanız için Facebook sayfası TEDxSabanciUniversity’e girerek veya üniversite merkezine gelerek bilet alabilirsiniz! 

Abone ol