Ana içeriğe atla

Minyatürle toplumsal cinsiyet yorumu: "Sentetik"

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2010 Mezunumuz Sinan Tuncay’ın İstanbul’daki ilk kişisel sergisi "Sentetik",  C.A.M. Galeri’de 29 Ekim'e kadar galerinin yeni mekanında görülebilir.

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı 2010 Mezunumuz Sinan Tuncay’ın İstanbul’daki ilk kişisel sergisi "Sentetik", sanatçının son üç yıl içinde hazırladığı fotoğraf ve video çalışmalarını bir araya getiriyor. Çekilen ve bulunan imajlarla oluşturulan detaylı kolajlar, ataerkil yapının şekillendirdiği toplumsal cinsiyete, melankolik bir Türk nostaljisi üzerinden yaklaşıyor. 

Sinan Tuncay’ın C.A.M. Galeri’deki ilk kişisel sergisi 29 Ekim'e kadar galerinin yeni mekanında görülebilir.


Sergi, yapay saçların titizlikle muhafaza edildiği ‘Sentetik Harem’in cinsiyet koleksiyonuyla açılıyor; sanatçının, kadın ve erkek temsili arasında duran eklektik bir arzu nesnesini kendi suretine uyarladığı otoportresiyle sona eriyor. 

"Sentetik", Minyatür Sanatı’ndan esinlenerek tek kaçışlı perspektife ters duran, iki ve üç boyut arasında seyreden, fotografik hiyerarşi dünyaları sunuyor. Gerçeği, minyatüre; kamuyu, özele dahil eden imajlar, seyirciyi, cinsiyetin modernite ve muhafazakarlık çelişkilerini deneyimlemeye davet ediyor. "Sentetik", Türkiye’nin bekaret ve ataerkil erkek imajı etrafında fantazileşen heteronormatif yapısına dikkat çekiyor; suni cinsiyet dünyalarından bir çıkış yolu arıyor. 

Öğrencimiz Beyza Ünsal'ın "Young Global Pioneers" Deneyimi

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği programı öğrencilerimizden Beyza Ünsal, Ağustos ayında Tanzanya'da gerçekleşen “Young Global Pioneers (YGP) - Tanzanya 2016 Pioneering Journey” projesine katılarak üniversitemizi temsil etti. 


11 ülkeden 20 öğrencinin katıldığı projede, katılımcılar 3 hafta boyunca Tanzanya'yı dolaştı. Uuslararası şirket ve organizasyonları ziyaret eden grup, aynı zamanda Tanzanyalı genç girişimcilerle de tanışma ve konuşma fırsatı buldu.

Beyza Tanzanya'da geçen 3 haftasını şöyle anlatıyor:

Ne kadar cümle kurarsam kurayım hangi kelimeleri seçersem seçeyim yaşadıklarımı, gördüklerimi anlatmaya yetmeyecek. ''Young Global Pioneers'' 11 ülkeden farklı kültürlere farklı anlayışlara farklı dillere geleneklere sahip birbirine yabancı 20 genç olarak başladığımız sonunda ise kocaman bir aile olduğumuz harika bir macera,deneyimdi. 3 hafta boyunca her günümüz birbirinden çok ayrı yerlerde çok farklı konular üstüne eğilerek, o konularla ilgili farklı noktaları öğrenerek, görerek, tartışarak geçti. Ne kadar yorgun olursak olalım her günün sonunda geçirdiğimiz günü, öncelikle bireysel sonrasında ise küçük ve büyük grup şeklinde değerlendirerek; saatlerimizi konuşmaya, tartışmaya, anlamaya, düşüncelerimizi paylaşmaya ayırdık. Proje süresince yollarda olduğumuz anları dahi boş geçirmeden bize sağlanan,dünyadaki farklı sorunlarla ilgili ''buzz talks'' konuları üstüne ikişerli gruplar halinde her seferinde farklı bir arkadaşımızla eşleşerek tartıştık. Yerel kahve üreticisinden enerji,su,çevre,mühendislik gibi alanlarda danışmanlık hizmeti veren uluslararası bir firmaya, yerel hediyelik eşya üreticilerinden uluslararası pazara ürün sağlayan çiçek serasına, farklı yerel kabilelerden Danimarka Elçiliği'ne, mangrov ormanlarından mercan resiflerine, yaban hayatı koruma bölgesinden eskiden dünyanın en büyük köle pazarlarından olan alana kadar birbirlerinden çok farklı olan yerleri ziyaret edip birbirlerinden çok farklı yaşamlara ve anlayışlara sahip insanlarla konuştuk. Tüm bunları yaşarken birbirimizin kültürlerine dair okuduklarımızın duyduklarımızın daha fazlasını görme, birbirimiz hakkında daha fazla fikir edinme şansımız oldu.

Farklı üniversitelerde iklim,ekonomi ve çevre ile ilgili derslere katıldık. Katıldığımız workshoplarda küreselleşme, kültür, tarih, ekonomi, insan hakları, kadın hakları üstüne konuşup,tartıştık. Kadın haklarını ayrıca belirtiyorum. Çünkü katıldığımız bir workshop sırasında sunumun başlığı dikkatimi çekmişti, ''Kadınların insan hakları''. Nasıl yani diye düşünmüştüm kendi kendime. O gün o workshop ve sonrasında gerçekleştirdiğimiz Masai kabile ziyareti sırasında öğrendim ki biz münazarada ''İş dünyasındaki kadın sayısını artırmak için pozitif ayrımcılık olmalı mı olmamalı mı?'' diye tartışırken bizimle aynı zamanda aynı dünyanın farklı bir noktasında yaşayan kadınların kendi bedenleri üstünde dahi söz söyleme hakları yoktu. Network temelli bir topluluk olan ''Global Shapers Community'' üyesi, genç girişimcilerle bir araya gelerek sohbet etme fırsatına eriştik. Ki benim için projenin en etkileyici kısımlarından biri bu görüşmeler oldu. Tanzanya'da yoksul bir köyde doğup, büyüyüp Amerika'da üniversiteye gidebilmiş Doreen; orada güzel bir işe başlamış ancak 2 sene sonra her şeyi bırakıp Tanzanya'ya geri dönüp eğitim ile ilgili kendi işini kurmuştu. Neden geri döndün nasıl yapabildin dediğimizdeyse ''Amerika zaten süper ona daha fazla yapabileceğim bir şey yok ama burada geliştirilmesi gereken çok şey var. Kendimde tüm bu sıkıntıları yaşamış görmüş bir insan olarak, hala burada birilerinin bu sıkıntıları yaşadığını biliyorken oradaki konforlu hayatımda huzurlu değildim. Çok fazla sıkıntı demek aynı zamanda çok fazla potansiyel, çözebilen için çok fazla fırsat demek.Ben sıkıntılardan çok fırsatları gördüm, görmeye çalışıyorum'' diyordu. Ve yaptıklarına dair tutkusu ses tonundan anlaşılıyordu. Hepimizin yaşadığımız yere, topluma dair inancımızın kırıldığı ''daha iyi daha güzel'' bir yere yerleşmeyi düşündüğümüz anları olmuştur. Doreen'in fırsatları görebildiği yer, hala halkın %68'inin kırsal alanda yaşadığı, kimi bölgelerde bir elmanın bile bir çocuğun gözlerini ışıldatmaya yettiği, temiz su bulmanın çok zor olduğu bir yer. Hal böyleyken insanın dönüp kendine ''O bu şartlarda bile fırsatlar görebiliyorken, benim sızlanıp daha iyiyi burada inşa etmek mümkünken daha iyiye ulaşmak için gitmeyi düşünmem doğru mu? Ben gidersem O giderse burası nasıl daha iyiye gidecek?'' diye sormaması içten bile değildi. En azından benim için öyleydi. Görüştüğümüz girişimcilerden birinin ailesinin geçen sene ikinci dönem ENG 102 sunumumuz için seçtiğimiz film ''Mississippi Masala''da anlatılan zorunlu göç durumunu yaşamış olduğunu öğrenmek,yani izlediğim bir konunun gerçekliğine dokunmak benim için ayrıca ilginçti. Bir sorunu ne kadar okursanız okuyun, izlerseniz izleyin asla o soruna dokunmak gibi olmuyor. Biz orada duyduğumuz birçok sorunun duyduğumuzdan da öte olduğunu gördük. Bunları fırsata çeviren genç insanları ve yarattıkları ekonomik değerin büyüklüğünü gördük. Girişimcilerle olan sohbetlerimiz ve dairesel ekonomi ile ilgili katıldığımız workshop sonucunda sürdürülebilirliğin, sosyal girişimciliğin önemi üstüne hiç düşünmediğim kadar düşünmeye başladım. Ekonomik olarak kazanç sağlarken toplum içinde artı bir değer yaratmanın aslında düşünülenden de büyük getirisi olduğunu fark ettim.

Orada katıldığımız ''Swahili'' dersleri sayesinde; aktarma yaptığım havaalanında çalışan, yanından geçerken Tanzanya'dan olduğunu duyduğum kadına kendi dilinde ''Merhaba'' diyerek ve sonrasında bir iki cümle ile o dilde konuşarak yabancı bir ülkede yabancı birinden kendi dilinde bir şeyler duymasıyla gözlerinin nasıl sevinçle ışıldadığını görebildim. Şnorkelin kesinlikle yeterli olmadığı ''Buraya SUSS'la gelmek vardı'' dediğim mercan resifleriyle su altının harika bir dünya olduğuna bir kez daha şahit oldum. Şelale'ye giderken arkadaşımın terliği kopunca bize rehberlik yapan köylünün hiç düşünmeden ayakkabılarını çıkarıp uzatmasıyla cömertliğin ne kadar şeye sahip olduğun ile ilgili değil ne kadar geniş bir kalbe sahip olduğun ile ilgili olduğunu gördüm. SOS Children Village günlerimizde uzun süreli yatırımın kıymetini, insanların hayatına dokunmanın desteklemenin önemini ve şikayet etmektense hayaller kuran, o hayallere inanan, kimisi hayallerini gerçekleştirmiş olan çocukları gördüm. O çocuklarla dans ettim. Aynı dili konuşmasak da aynı dilde gülümsediğimizi gördüm.

Bu proje kendimi sorgulamam ve farklı farkındalıklar edinmem için çok büyük bir fırsattı. Paylaştığımız bir dünyamız ve bizim bu dünyaya ihtiyacımız var. Her birimiz birbirimize karşı sorumluyuz. Birlikte dünyayı daha iyi bir yer yapmamız mümkün. Bu kulağa çok altı boş bir cümleymiş gibi gelse de büyük değişimler küçük adımların birikimiyle meydana gelirler. Bugün ben hayat düzenimi değiştiririm yarın sen, bir bakmışız bir şeyler daha iyiye gitmeye başlamış. Dünya'da daha az su boş yere harcanmış mesela. Diğer katılımcı arkadaşlarımla farklı kültürlere dillere sahip olsak farklı coğrafyalarda yaşasak da ortak insani değerlere sahip olduğumuzu görmek, bilmek büyük bir fırsattı benim için. Birlik olmamız kendi benliğimizi kültürümüzü kaybetmemiz anlamına gelmiyor. Sadece bilmeliyiz ki buluşabileceğimiz ortak evrensel paydalarımız var. Son olarak; küreselleşme ile dünyanın her noktası,tüm insanlar birbirleri ile bağlantılı hale geldiler ve böyle bir ortamda network tüm bu bağlantıları kullanıp yeni kapılar açmak,yeni değerler yaratmak için kıymetli bir anahtar. Evrensel bir network fırsatı sunması bu projenin diğer büyük bir faydası. Umuyorum ki bu proje büyür, daha çok destek alır ve daha çok insan bu deneyimi yaşama fırsatına sahip olur. İyiye, güzele olan tutkuyla ve çok çalışmayla daha iyi bir dünya mümkün! Hiçbir şey yapmadan endişelenmekten,sızlanmaktansa harekete geçip elimizden geleni yapabiliriz. Bir artı bir artıdır. Ve bir sıfırdan büyüktür. :)

 

 


SGM Perdelerini Açıyor!

SABANCI ÜNİVERSİTESİ GÖSTERİ MERKEZİNDEN YENİ SEZONA MUHTEŞEM BİR MERHABA  

SGM Ekim programı için tıklayın

SGM perdelerini Sabancı Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Tiyatro Kulübü'nün ''Kralın Kalbi'' oyunu ile açıyor ve zamanı-mekanı olmayan, büyünün kol gezdiği uzak bir krallığa doğru yola çıkıyoruz.

Sezonun ilk konseri, artık bir açılış klasiği olan ''Teoman Konseri''. “Bana Öyle Bakma”, “Kim”, “Senden Önce Senden Sonra”, “Martılar”, “Çoban Yıldızı”, “Gündüz Düşleri”, ”Mektup”, ”Renkli Rüyalar Oteli”, “Sessiz Eller”, “Kupa Kızı Ve Sinek Valesi”, “Aşk Kırıntıları”, “Mavi Kuş İle Küçük Kız”, “Ayna”, “Yollar”, “Rapsodi İstanbul”, “En Güzel Hikayem”  gibi muhteşem şarkıları Teoman ile birlikte söylemeye ne dersiniz...

"Bütün Kadınların Kafası Karışıktır", dikkat çekici ekibiyle güldürmeye geliyor! Ece Temelkuran'ın 1996 yılında yayınlanan ilk kitabından uyarlanan oyun günümüzde geçen bir olay örgüsü eklenerek kara komik bir oyuna dönüştürülmüş.. 

Bir konser yetmez diyorsanız işte  ''Yüksak Sadakat'' ile muhteşem ikinci konser.. rock'ın enerjisini kaybetmeden yaşama dair birçok konuyu daha önce kimsenin söylemediği gibi söyleyen grup ile coşmaya hazır olun..

Ülkemizde oynanan ilk tek kişilik oyun olan ''Bir Delinin Hatıra Defteri''ni Genco Erkal 50 yıl sonra yeniden yorumluyor.  Gogol'un toplumsal kara mizah başyapıtı bir kez daha güldürürken içimizi acıtacak. 

Ve ''Ölü Ozanlar Derneği''  tiyatrosu ile muhteşem bir kadronun oyunculuğu ile ergenlik çağındaki birkaç gencin aşırı disiplinli bir yatılı okulda geçen hikâyesinde tanıklık edeceğiz.

Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi Ekim ayı programına SGM web sitesinden ulaşabilir,  sosyal medya adreslerimizden takip edebilirsiniz.

Birbirinden keyifli bu etkinlikerin biletlerini hafta içi hergün Akbank karşısındaki  "SGM Gişe"den ya da biletix kanalından temin edebilirsiniz.

2016 Hakan Orbay Araştırma Ödülü Sonuçları ve Ödül Töreni

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi tarafından, Hakan Orbay anısına her yıl bir araştırma ödülü verilmektedir.  Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen araştırma ödülü sonuçları belli olmuştur.

 

2016 Hakan Orbay Araştırma Ödülü sonuçları:

Genç Araştırmacı Ödülü:

·         Yar. Doç. Dr. Naim Buğra Özel, Jindal School of Management, University of Texas at Dallas, “Earnings Expectations and Employee Safety 

Doktora Öğrencisi Ödülü:

·         Kazım Anıl Eren, PhD Adayı, Institute of Social Sciences, Ph.D. of Economics, Koç Üniversitesi, “The Determinants of Happiness in Turkey Evidence from City Level Data 

Ödüller, düzenlecek törenle sahiplerine sunulacaktır, ödül töreni detayları: 

Yer: Sabancı Üniversitesi, Tuzla, İstanbul

Tarih ve Saat: 08 Aralık 2016, Perşembe, 13:00

Yer: Yönetim Bilimleri Fakültesi, Salon: 1073

Seminer:

Naim Buğra Özel

Earnings Expectations and Employee Safety

14:00 Yönetim Bilimleri Fakültesi, Salon: 1073

Kazım Anıl Eren

The Determinants of Happiness in Turkey Evidence from City Level Data

15:00 Yönetim Bilimleri Fakültesi, Salon: 1073

Ödül Jürisi:

Benan Zeki Orbay, İstanbul Bilgi Üniversitesi

Aziz Şimşir, Sabancı Üniversitesi

Eren İnci, Sabancı Üniversitesi

İzak Atiyas Sabancı Üniversitesi

Koray Deniz Şimşek, Crummer Graduate School of Business, Rollins College

Melsa Ararat, Sabancı Üniversitesi

Nakiye Boyacıgiller, Sabancı Üniversitesi

Yiğit Atılgan,  Sabancı Üniversitesi

İletişim için:orbayaward@sabanciuniv.edu

"Y Kuşağı Rehberi" eğitimi başlıyor

Sabancı Üniversitesi Kariyer & Staj Ofisi koordinatörlüğünde yürütülen uluslararası Avrupa Birliği Projesi "Generation Y's Virtual Guide to Skill Development and Personal Branding in Social Media" kapsamında “27 Eylül - 1 Ekim 2016” tarihleri arasında Point Hotel Taksim’de "Y Kuşağı Rehberi” başlıklı bir eğitim programı düzenleniyor. 

Abdullah Gül Üniversitesi, Türk Kültür Vakfı, Novancia Business School Paris ve Universum’un da ortak olduğu bu projenin hedefi Üniversite öğrencilerinin Avrupa'daki istihdamına katkı sağlamak amacıyla "Y" kuşağına gerekli yetkinlikleri kazandırmak ve öğrencilerin kendilerini sosyal medya üzerinden etkin bir şekilde ifade edebilmelerine destek olmaktır. 

Eğitim Programı:

Tarih: 27 Eylül – 1 Ekim 2016 (Salı – Cumartesi)

Saat: 10.00 – 17. 30

Yer: Point Hotel, Taksim

Bilgi için Sabancı Üniversitesi Kariyer Ofisi ile iletişime geçilebilir

career@sabanciuniv.edu

0216 483 9354 

Online mağaza: SÜMED Tasarım'a göz atın

SÜMED’in başta SÜMED üyeleri olmak üzere tüm SU ailesi için uzun süredir devam eden çalışmaları bir meyvesini daha verdi ve SÜMED Tasarım açıldı!

Mezunlarımızın üniversite zamanlarından özlediği, öğrenci ve çalışanlarımızın keyifle kullandığı ve sevdiklerine hediye ettiği SU logolu t-shirt, sweatshirt, şapka ve mouse pad, matara ve bebek önlüğü gibi birçok tasarım ürüne artık istediğiniz yerden istediğiniz zaman SÜMED Tasarım’dan ulaşabilirsiniz.

SÜMED Tasarım’ın online satış sitesine girip sizin için tasarlanan ürünleri anında alabilir ve dilerseniz bu ürünleri kendinize göre özelleştirerek sipariş verebilirsiniz. Hediye etmek isterseniz, hediye paketiyle gönderilmesini belirtmeniz ve istediğiniz adresi yazmanız yeterli.  

SÜMED Tasarım yeni ürünler ve tasarımlarla güncellenmeye devam edecek; SÜMED sizden de tasarım fikirlerinizi bekliyor.  

Fikirlerinizi sumed@sumed.org.tr’ye yazın, hemen hazırlansın SÜMED Tasarım'a eklensin.

Sabancı Üniversitesi Dünyanın En İyi 350 Üniversitesi İçinde

Times Higher Education (THE) 2016-2017 Dünyanın En İyi Üniversiteleri sıralamasını açıkladı. 79 ülkeden 1313 üniversitenin değerlendirmeye alındığı sıralamada, Türk üniversiteleri arasında 2. sırada yer alan Sabancı Üniversitesi, geçen yıla göre yerini 351-400 bandından 301-350 bandına yükselterek, Türk üniversiteleri arasında dünyada yerini yükselten tek üniversite oldu.   


Times Higher Education 2016-2017 Dünyanın En İyi Üniversiteleri sıralaması açıklandı. Söz konusu sıralamada bu yıl Türkiye’den geçen yıla göre 7 artış ile toplam 18 üniversite yer aldı. 

79 ülkeden 980 üniversitenin sıralandığı bu yılki sıralamada 1313 üniversite değerlendirildi.

Bu yıl sıralamada yer alan Türk Üniversiteleri ve başarı sıralamaları şöyle: Koç Üniversitesi 251 – 300 bandında, Sabancı Üniversitesi 301-350 bandında, Bilkent Üniversitesi 351 – 400 bandında, Atılım ve Boğaziçi Üniversiteleri 401-500 bandında, İTÜ 501 – 600 bandında, Doğu Akdeniz, Hacettepe, İstanbul, İYTE, ODTÜ, TOBB Üniversiteleri 601 – 800 bandında, 

Anadolu, Ankara, Erciyes, Gazi, Marmara ve Yıldız Teknik Üniversiteleri de 801+ bandında yer aldı.

Türk Üniversiteleri gözden geçirildiğinde, geçtiğimiz yılın sıralamasında ilk üç sırada yer alan Koç, Sabancı ve Bilkent Üniversiteleri arasında, sıralamadaki yerini yükselten tek Üniversite Sabancı Üniversitesi oldu.  980 Üniversitenin sıralandığı bir sistemde Sabancı Üniversitesinin 351 - 400 bandından 301 - 350 bandına yükselmesi önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Times Higher Education (THE) 2016-2017 Dünyanın En İyi Üniversiteleri sıralamasında Türk Üniversitelerinin sayısında artış olması, Ülkemiz üniversitelerinin bu sürece verdikleri önemi ve Türk Yükseköğretim Kurumlarının küresel rekabet ortamındaki başarısını gösteriyor.

THE Dünya Üniversiteler Sıralaması metodolojisi Eğitim, Uluslararası Görünüm, Sanayi Geliri, Araştırma ve Atıf olmak üzere 5 ana boyut ve 5 ana boyutu oluşturan 13 alt göstergeden oluşuyor.

Sıralamada söz konusu 5 ana boyuta aşağıdaki oranlarda ağırlık verilmiş:

• Eğitim: üniversitenin öğrenim ortamı (toplam puanda %30 ağırlık)

• Araştırma: hacim, gelir ve itibar (%30 ağırlık)

• Atıflar: araştırmadaki etkinlik (%30 ağırlık)

• Sanayi Geliri: yenilikçilik (%2,5 ağırlık)

• Uluslararası Görünüm: personel, öğrenci ve araştırma (%7,5 ağırlık)

Yeni Öğretim Üyelerimizi 2016-2017 Akademik Yılı Oryantasyon Programı ile Karşıladık

Her yıl, üniversitemize yeni katılan öğretim üyelerimiz için düzenlediğimiz Akademik Oryantasyon Programı'nı, bu yıl, 5 ve 19 Eylül 2016 tarihlerinde, iki günde gerçekleştirdik.

Nihat Berker, Haluk Bal, Sondan Durukanoğlu Feyiz ve Dekanlarımızın da katıldığı programda, öğretim üyeleri ile, SU'daki ilk günlerinde ihtiyaç duyacakları bilgileri paylaştık ve onları üniversitemizin farklı birimleri ile buluşturduk.

Tüm öğretim üyelerimize 2016-2017 Akademik Yılı'nda başarılar dileriz.

Sabancı Üniversitesi'ne Hoşgeldiniz!

Fotoğraflar için tıklayınız. 

20 Eylül 2016 ELAE 2. Aşama Sınav Sonuçları

20 Eylül 2016 ELAE 2. Aşama Sınav Sonuçları

20 Eylül 2016 ELAE sonuçları için tıklayınız.

AÇIKLAMALAR

 Sınav sonuçları ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir:

 SL (Satisfactory in the ELAE): 20 Eylül 2016 ELAE sınavında yeterli başarıyı sağlayan ve 2016 -2017 Güz döneminde fakültelerine Freshman statüsünde başlamaya hak kazanan öğrencilerimizi gösterir.

EL: (Exempt from the ELAE): 20 Eylül 2016 ELAE sınavından muaf olan öğrencileri gösterir. Bu öğrencilerimiz 2016-2017 Akademik Yılı Güz Dönemi’nde fakültelerine Freshman statüsünde başlamaya hak kazanmışlardır.

UL (Unsatisfactory in the ELAE): 20 Eylül 2016 ELAE sınavında yeterli başarıyı gösteremeyen adayları gösterir.

 NA (Non-attendance): Sınava katılmayan adayları gösterir. NA notu, “UL” notu gibi değerlendirilir.

Not Baremleri aşağıdaki gibidir:

 SL not baremleri  

 UL not baremleri

 A-SL:85-100 
 B-SL:75-84 
 C-SL:65-74

 D-UL:55-64

 E-UL:45-54 
 F-UL: 0-44

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

Kısa film uzun etki

SABANCI VAKFI KISA FİLM PLATFORMU

Kısa filmler sinema tarihinin ilk örneklerini oluşturur…

Sinemanın gelişiminde, farklı türlerin ortaya çıkmasında, yeni yeteneklerin keşfedilmesinde önemli rol oynamıştır.

Akıcı ve çarpıcı bir dille ifade edilen öz anlatımlar, tek konu çevresinde gelişen olay örgüsü ve kısıtlı karakter kullanımı ile daha kişisel ve özgür eserlerin adıdır.

Yeni bakış açıları, farklı çekim teknikleri, çarpıcı seslendirme biçimleri ve etkili oyunculuk tarzlarının sınandığı deneysel sinema alanı olarak özellikle toplumsal sorunlara duyarlı olan ve dikkat çekmek isteyen sanatçıların aracı olmuştur.

Toplumsal konular sanatın gücüyle dile geliyor

Toplumsal gelişmenin bireylerin potansiyelinin ortaya çıkartılması ve ilham veren hikayelerin toplumla paylaşılmasıyla mümkün olacağı anlayışıyla çok sayıda projeyi destekleyen Sabancı Vakfı, uzun soluklu bir kültür-sanat projesine daha imza atıyor.

Vakıf, toplumsal sorunların sanat aracılığıyla ele alınmasını desteklemek amacıyla bir Kısa Film Yarışması düzenliyor.

Sabancı Vakfı’nın bu yıl ilk kez düzenleyeceği yarışmanın teması “Mülteci Kadınlar” olarak belirlendi. 

Son başvuru tarihi 5 Aralık 2016

Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması ile sinemanın yaratıcı bakış açısından, etki gücünden yararlanarak toplumsal konularda farkındalık yaratmak hedefleniyor.

Facebook.com/kisafilmplatformu, twitter.com/kisafilmplat, instagram.com/kisafilmplatformu sosyal medya adreslerinden de gelişmeleri takip edebilirsiniz.

Abone ol